Sosyal ağlar :

DİL

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   MAKALELER

MAHKEME KARARI İLE İCRADAN ÖDENEN İŞÇİ ALACAKLARI VE MUHASEBE KAYITLARI

 

 

Mahkeme kararı ile işçi lehine hükmedilen, kıdem, ihbar tazminatı, ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram, genel tatil, dini bayram, hafta sonu ve ilave tediyeler ile bu alacakların asıllarına işletilecek olan faizlerde,dosya alacaklısının avukatına yapılan ödeme de vergi kesintisi olup olmayacağı irdelendiğinde;                                 

          Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez .

  'Müteferrik İstisnaları' düzenleyen altıncı bölümünün 'Tazminat ve yardımlarda' başlıklı 25. maddesinin 7. bendinde; 1475 ve 854 sayılı Kanunlara göre ödenmesi gereken kıdem tazminatlarının tamamı ile 5953 sayılı Kanuna göre ödenen kıdem tazminatlarının hizmet erbabının 24 aylığını aşmayan miktarlarının (hizmet ifa  etmeksizin ödenen ücretler tazminat sayılmaz) gelir vergisinden müstesna olduğu hükmü yer almıştır.

Aynı Kanunun 'Vergi Tevkifatı' başlıklı 94.maddesinde;  kimlerin hangi ödemeler üzerinden  tevkifat yapacakları hüküm altına alınmış olup, aynı maddenin birinci fıkrasının 1. bendinde; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61' inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104' üncü maddelere göre vergi  tevkifatı  yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Yine aynı kanunun 'Menkul Sermaye İradının Tarifi' başlıklı 75. maddesinin ikinci fıkrasının 6. bendinde; kaynağı ne olursa olsun, her nevi alacak faizlerinin (Adi, imtiyazlı, rehinli. senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.) menkul sermaye iradı sayılacağı,

            'Toplama Yapılmayan Haller' başlıklı 86. maddesinde ise; Tam mükellefiyette; bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı(2010 için )1090  lirayı  aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği hükümlerine yer verilmiştir.

Bu hükümlere göre;

İcra  Müdürlüğünce, dosya alacaklısına ödenmek üzere tahsil edilen ihbar tazminatı, yıllık  izin, fazla çalışma ve tatil günlerindeki çalışmalar için yapılan ödemeler ( kıdem tazminatı hariç) ücret olarak, Gelir Vergisi Kanununun 94/1. maddesi hükmüne göre tevkif suretiyle vergilendirilecektir.

Ayrıca, mahkemece hükmolunan faiz, alacak faizi niteliğinde olduğundan, aynı kanunun 86. maddesindeki haddi  aştığı takdirde, elde edenlerce, menkul sermaye iradı olarak yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekir.

            488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun "Konu" başlıklı 1. maddesinde; " Bu Kanuna ekli (I) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabidir  hükmü bulunmaktadır.Bu kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir husus u ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan (Değişik: 5228/59-4/a md.) (Yürürlük: 31.7.2004) belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade eder ... " hükmüne yer  verilmiştir.

       Aynı Kanuna ekli "Damga Vergisine Tabi Kağıtlar" başlıklı (1) sayılı Tablonun "IV-Makbuzlar ve diğer kağıtlar" başlıklı bölümünün I/b fıkrasında; "Maaş, ücret, gündelik. huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar (avans olarak ödenenler dahil) için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kağıtların "binde 6.6" nispetinde damga vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

            Bu hükümler çerçevesinde; kıdem, ihbar tazminatı, ücretli izin, fazla çalışma, ulusal bayram. genel tatil, dini bayram, hafta sonu alacağı ve bu alacakların aslına işleyecek faizler nedeniyle İcra Müdürlüğünce alacaklı lehine yapılacak ödemeler için düzenlenecek kağıtlar, 488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı Tablonun IV-L/b fıkrası gereğince "binde 6.6" oranında damga vergisine tabidir.

     193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65'inci maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır." hükmü yer almıştır.

Avukatlık Kanununun 164 ile 166'ncı maddelerinde, avukatlık ücreti  tanımlanmakta ve kaynakları itibariyle, sözleşmeye bağlı olarak iş sahibinden sağlanan vekalet ücreti  ile  dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenen vekalet ücreti olmak üzere iki ayrı vekalet ücretinden söz edilmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Kanununun 4667 sayılı Kanunla değişik 164'üncü maddesinin son fıkrasında, "... Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez." denilmiştir.

Aynı Kanunun 168'inci maddesinin 3'üncü fıkrasında, "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki  yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte  yürürlükte olan tarife esas alınır.", 169'uncu maddesinde ise "Yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücreti, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamaz, "denilmektedir.Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı/alacaklı taraf avukatına ödenen vekalet ücreti;

a)Mahkeme veya icra veznesinin düzenlediği makbuz imzalanarak nakden,

b)Bizzat karşı/borçlu tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini elden (nakden) veya banka havalesi ile ödemesi

c) Mahkeme veya icra dairesinin, yargılama giderleri ile birlikte davayı kazanan müvekkile herhangi bir şekilde ödeme yapması ve müvekkilin de karşı/borçlu taraftan alınan vekalet ücretini avukata ödemesi,

şekillerinde tahsil edilebilmektedir.

Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmıştır.

Buna göre, dava sonunda mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu verilen kararla avukatlık tarifesine dayanılarak karşı tarafa yüklenilecek vekalet ücretinin Gelir Vergisi Kanununun 65 ve 66'ncı maddelerine göre serbest meslek erbabı olan avukatlara ödenmesi halinde, Gelir Vergisi Kanununun 94'üncü maddesi ve 2006/11449 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca sorumlularca % 20 nispetinde gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekir.

Diğer taraftan, karşı taraf aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ödemelerinin doğrudan avukatlara değil de icra müdürlüklerine yapıldığı durumda, icra müdürlüklerine ödeme yapıldığı sırada ödemeyi yapan borçlu tarafından vekâlet ücreti ödemesinden gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Söz konusu vekâlet ücreti ödemesi yapan borçlunun Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan tevkifat yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya  herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan icra dairesine ödemede bulunulması halinde, elde edilen serbest meslek kazancı avukat tarafından verilen yıllık beyannamede vergilendirilecektir.

Davayı kaybeden tarafından, mahkeme ilamına göre veya icra takibi sonucu karşı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretinin avukat dışında alacaklı tarafa vekalet eden üçüncü bir kişiye nakden ödenmesi durumunda;

  bu vekalet alacağın tahsiline yönelik olduğundan, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanunu'nun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerden olması halinde yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.

Ancak, vekalet ücretini ödeyen karşı tarafın ödeme esnasında stopaj yapmaması durumunda elde edilen hasılatın avukat tarafından yıllık beyannameye dahil edileceği tabiidir.

Davayı kaybeden tarafın, mahkeme veya icra dairesinin tespit ettiği vekalet ücretini alacaklı tarafa doğrudan nakden ödemesi halinde, alacaklıyı temsil eden avukatın ücretli olmaması kaydıyla, ödeme yapan tarafın Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrası kapsamında sayılan kişilerden olması halinde, yapılan vekalet ücreti ödemesi üzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılması gerekir.

  Yıllık beyanname ile beyan edilen gelir veya kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif yoluyla kesilen vergiler mahsup edilir. Mahsup işleminin yapılabilmesi için, tevkif yoluyla kesilen verginin beyannameye dahil edilen gelir veya kazanca ilişkin olması gerekir.

  Vekâlet ücreti ödemesi yapan borçluların Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde sayılan tevkifat  yapmakla sorumlu kişilerden olmaması veya herhangi bir sebeple tevkifat yapılmadan icra dairesine ödemede bulunulması halinde, söz konusu tutarların avukatlarca yıllık beyannameye dahil edilerek  vergilendirilmesi  gerekmekte olup, bu tutarlar üzerinden serbest meslek makbuzu üzerinde herhangi  bir  tevkifat  yapılmadığından mahsup veya iade işleminin olması da söz konusu olmayacaktır.

Ancak, vekalet ücreti  ödemeleri  üzerinden  tevkifat  yapılması durumunda; serbest meslek ödemeleri üzerinden vergi sorumlularınca  tevkif  edilen vergilerin, yıllık gelir vergisinden mahsubunda mükelleflerin kendilerinden yapılan vergi  tevkifatı  ile ilgili olarak kesintiyi yapan vergi sorumlularının adı-soyadı veya unvanını, bağlı olduğu vergi dairesini ve vergi kimlik numaralarını, kesintiye esas alınan brüt tutarları, kesilen vergileri ve kesinti yapılan dönemleri gösteren bir  tabloyu yıllık beyannamelerine eklemeleri halinde söz konusu kesintilerin yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinde hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmesi mümkün olduğu gibi tevkif yoluyla kesilen vergilerin yıllık beyannamedeki mahsuplar sonunda kalan kısmının dilekçeyle talep edilmesi ve anılan tablonun ibraz edilmesi halinde tutarına bakılmaksızın, inceleme raporu ve teminat aranılmaksızın mükelleflerin diğer vergi borçlarına mahsup edilmesi de mümkündür.

  Alacaklı taraf Avukatına ödenmesine karar verilen  vekalet ücretinin ne şekilde belgelendirilmesi gerektiğine ilişkin olarak, 23.02.2006 tarih ve 26089 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 356 Seri Nolu  Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde “…İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır.... " şeklinde düzenlenmişken 11.09.2007 tarih ve 26640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 375 Seri Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiile " İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az iki nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek olup, bir nüshası ödemeyi yapan memura verilecek; makbuzun avukatta kalan nüshasına ise icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülmesi ve ödemeyi yapan memur tarafından imzalanması şartı aranmayacaktır." şeklinde düzenlenmiştir.

 Mahkeme kararı gereğince veya icra kanalı ile avukata ödenen vekalet ücreti serbest meslek faaliyeti kapsamında katma değer vergisine tabi olup, avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda ayrıca katma değer vergisi hesaplanacaktır. Ancak, mahkeme kararında "KDV hariç" şeklinde bir ifadenin yer almaması halinde vekalet ücretine katma değer vergisi dahil kabul edilecek ve iç yüzde oranı uygulanmak suretiyle tespit edilen katma değer vergisi avukat tarafından düzenlenecek serbest meslek makbuzunda gösterilecektir.

Öte yandan, mahkemelerce hükmolunan vekalet ücreti ödemelerinin davayı kazanan gelir yada kurumlar vergisi mükellefi olan işverenlere yapılması ve yapılan bu ödemenin Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ticari ya da serbest meslek faaliyet kapsamında olması halinde ödeme katma değer vergisine tabi olacak, mahkeme kararında "KDV hariç " ya da "KDV dahil" ibaresinin yer alıp almadığı dikkate alınarak yukarıdaki açıklamalara göre işlem yapılacaktır.

    Avukatın davayı kazanan tarafın ücretlisi olması halinde, ticari veya serbest meslek kazancı kapsamında borçludan tahsil edilen vekalet ücreti, Gelir Vergisi Kanununun 61, 94 ve 103 üncü maddeleri kapsamında ücret olarak avukata ödenecektir.

 Gelelim örnek uygulamaya;

İş mahkemesinde dava açan ali metin fazla çalışma ücreti ile ilgili talebinde, mahkeme fazla çalışma ücreti  700 tl,yargılama gideri 115 tl ve avukatlık ücreti 1000 tl  toplam 1.815 tl  firmanın ödemesine hükmetmiştir,Avukat  10.icra müdürlüğü vasıtasıyla  ilgili firma  AKT ltd.şti.’ den  ilgili ödemeleri talep etmiş,firma  10.icra müdürlüğü hesabına  banka kanalıyla 1.815 tl yi yatırmıştır,(FİRMA ÇALIŞANININ İDARİ PERSONEL OLDUĞU KABUL EDİLMİŞTİR,7/A SEÇENEĞİNE GÖRE KAYITLAR DÜŞÜNÜLMÜŞTÜR)

  Muhasebe açısından bakıldığında ; işletme yaptığı çok sayıda faaliyet sonucu birçok kişi ve kuruluş ile muhatap olmak zorundadır. İşletme faaliyetlerini yerine getirirken sorumluluklarının bilincinde ve ilk denetleyici her zaman kendisi olmalıdır. Muhasebe bilgileri doğru, tarafsız, adil ve kurallara uygun olmalıdır. İnsanlara yanlış bilgi verilerek insanlar yanıltılmamalıdır. Bu kavram hukuki sorumluluk ile birlikte vicdani sorumluluğu da kapsamaktadır.

   Muhasebede yapılan tüm işlemlerin belgelendirilmesi ve kayıtların belgeye dayanması gerekir. Belgeler usulüne uygun düzenlenmeli ve gerçeği yansıtmalıdır. Kişilerin beyanına göre değil, fatura, senet, makbuz gibi belgelere dayanarak kayıt yapılmalıdır.Muhasebe  kayıtlarında,Mahkeme kararı,icra yazıları ve ödeme makbuzları kayıtlara esas teşkil edecektir,   İşletmenin karşılaşabileceği riskler göz önüne alınarak temkinli davranılmalıdır.Ücret sayılmayan bir tazminat ödemesine hükmolunsa,işverenin kusur oranı mevcut ise ödememenin kanunen kabul edilmeme riski de gözardı edilmemelidir.  İşletme bilgilerinin muhasebeleştirilmesinde önemli hesap tutarları sayısal sonuç çok küçük olsa bile gösterilmelidir. Bir bilgi verilmediğinde tablo doğru yorumlanamıyorsa o bilgi önemlidir.

 FİRMA ÖDEMELERİNİN MUHASEBE KAYDI;

Mad. No

AÇIKLAMA

BORÇ

ALACAK

1

..................................../......................................

770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı
 

01-ücretler-700

02-avukatlık giderleri-1000

03-vergi resim harç giderleri-115

102 Bankalar hesabı
İcra müdürlüğüne yapılan ödeme

 

1.815

 

 

 





 

 

1.815.-


 

 

İlgili kayıt ücretten idarenin görüşüne göre stopajı icra müdürlüğünün yapması,avukat ın smmakbuzu kesmeyi ihmal etmesi ihtimallerine göre düşünülmüştür.

 

Eğer avukatlık ücretinde kdv dahil dense idi ve avukat firmaya smmakbuzunu kesip icra müdürlüğüne vermiş olsaydı ve ilgili firma da bu makbuzu alarak toplam ödeme yapsa idi ve yine işçinin ücret sayılan ödemesinden icra müdürlüğü sorumlu olsaydı,o zamanki muhasebe kaydı ise;

 

  Avukatın 1000 tl kdv dahil rakamı iç yüzde ile ayrılacak ve Avukat smmakbuzunu keserken 847,46 tl –   (%20 GV )169,49   +    (% 18 KDV )152,54 =830,51 ödenecek net tutar olsaydı,o zaman ki muhasebe kaydı;

 

Mad. No

AÇIKLAMA

BORÇ

ALACAK

1

..................................../......................................

770 Genel Yönetim Giderleri Hesabı
 01-ücretler-700

02-avukatlık giderleri-847,46

03-vergi resim harç giderleri-115

191-İnd.KDV

102 Bankalar hesabı

360 Ödenecek vergi ve Diğ.

İcra müdürlüğüne yapılan ödeme

 

1.662,46

 

 

152,54

 





 

 

1.645,51

169,49