Sosyal ağlar :

DİL

PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUHASEBE STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

   MAKALELER

SSK da İtibari Hizmette Nihayet Bir Yazı Ve Hatalar

 SSK DA İTİBARİ HİZMETTE NİHAYET BİR YAZI VE HATALAR

 

 

04.10.2007 tarihli B.13.2.SSK.5.01.08.00/VIII-309/key sayılı kurum yazısında, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının 27 Mart 2007 tarihinde yürürlüğe girmiş olması nedeniyle Mart ayına ilişkin geriye dönük olarak verilecek olan iptal ve asıl prim belgelerinin kaç gün üzerinden düzenleneceği hususunda farklı uygulamaların yapıldığı ve tereddüde düşüldüğü anlaşılmıştır diye başlayan bu yazı ile,18.08.2007 tarih 26617 sayılı resmi gazete yayınlanan tebliğde, 1.madde nin son satırında geçen ifadeyle çelişen bir durum mevcuttur. İlgili ifade”27.3.2007 tarihinden sonra itibari hizmet kapsamında değerlendirilecektir.”şeklindedir. Şimdiki ifade 27.3.2007 yayın tarihi itibariyle işlemlerin değerlendirileceği şeklindedir.dolayısıyla bizde örneklerimizde bir bilen tarafından bu ifade kullanılmıştır düşüncesiyle  eksik gün bildirilmişli örnekte,27.3.2007 tarihini dahil etmeden örneği anlatmıştık.keşke yapılan açıklamalarda bu şekilde ve zamanını geçirmiş bir şekilde olmasaydı.

            İlgili yazıda:

Anayasa mahkemesi kararının yukarıda da belirtildiği üzere 27/3/2007 tarihinde Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle;

 

- 2007 Mart ayında, tam ay çalışan Sigortalılar için Aylık Prim ve Hizmet

Belgesinin 30 gün üzerinden olması gerektiği dikkate alınarak 1 no’lu belgede yapılacak iptal işlemine ait gün sayısının 4 gün olarak; 3 no’lu belge türünden (asıl/ek belgedeki) gün sayısının 4 gün olarak kağıt ortamında düzenlenmesi,

 

            - Söz konusu ayda tam çalışmanın olmaması, ancak ay sonuna kadar fiilen çalışılmış olunması durumunda; yukarıda belirtilen niteliklere uygun olarak iptal edilecek gün sayısı ile ek/asıl belge verilecek gün sayısının kağıt ortamında 5 gün olarak düzenlenmesi,

 

- Yine bu ayda işe girilmiş veya önceki aydan devreden sigortalılığı olmakla birlikte ay sonuna kadar fiilen çalışılmamış olması halinde ise; 27/3/2007 tarihinden, son çalışmanın olduğu tarihe kadar geçen gün sayısı üzerinden yukarıda belirtilen niteliklere uygun olarak kağıt ortamında iptal ve asıl/ek prim belgesinin, Verilmesi gerekmektedir, demektedir,

  Mart 2007 döneminde 30  gün bildirenler,4 gün iptal 4 gün asıl beyan edecekler,Mart ayının harici problem değil, iptal asıl aynı düzenlenecek.asıllar 3 nolu bildirge ile bildirilecektir, mart ayında 27 tarihinden önce eksik gün bildirilen bir çalışan 31 gün üzerinden kurumun istediği beyandan dolayı 5 gün iptal 5 gün asıl ,3 nolu bildirge ile  verilmesi gerekiyor.Evet kurumun istediği gibi beyan edenler diyoruz,peki kurumun eksik günde beyanını istediği o ay gerçekten çalışana  verilen ücret ve gerçekten çalışılan süremidir,beyanı istenen rakam ve bildirimi istenen süre? değil.

Önceki yazılarımızda “aylıkla” çalışan ve çalışmasına devam eder iken o ayda bazı günler izinli olması nedeniyle eksik gün bildirilen çalışanlar için ayın 31 çeken günlerde idarenin yanlış uygulama yaptığını ve bu uygulama ile ilgili yaşananların yanlışlığını arz etmiştik. Şimdi geldi bir kez daha kucağımıza oturdu ilgili yanlış.

  Kurum,Ayın 27’sinden önce işe 1 gün eksik gelen çalışan için o ay toplamda,25 gün normal çalışma 5  gün itibari hizmet süresi olarak  bildirilmesini istiyor, zaten o ay içinde “aylıkçı” tabir edilenlerde,1 gün işe gelmeyenle tam çalışanın bildirimini Kurum aynı kabul etmişti.SSK primlerinin azaltılacağı söylenirken 2 puan daha arttırılması bir yana,Kişiye verilmeyen ücret ve çalışılmayan süreler neden Bildirime esas kazanç matrahında beyan ettiriliyor?          

  Üstüne basa basa söylüyorum parmak hesabı 31 gün çeken aylarda, ay içinde işe girişlerde, ay içinde işten çıkışlarda ve yevmiye usulü çalışan gündelikçi tabir edilenlerde geçerlidir Allah rızası için “Aylıkçı” tabir edilen ay kaç çekerse çeksin  sadece alacağı aylığını bilen, ama herhangi bir nedenden dolayı o ay eksik çalışanların bildirimlerini, parmak hesabından çıkarın,çünkü kanunda da yok “aylıkçıların” bu durumu.

  Bazı  arkadaşlar,hayat şartlarının zorluklarından, çalışanın zaten mağdur olması nedeniyle bu tür bildirimlerde çalışan lehine düşünülmesini,o ay çalışılma olmasa dahi maaştan kesintinin kabul edilmemesi gerektiği ile ilgili tepkilerini bildirdiler,elbette biz işin teknik yönünde yoğunlaştık bu yüzden çalışma hayatının ve geçinme zorluklarının tartışılması konumuz değildi ve tekrar bu tartışma dışında tutuyorum yukarda arz ettiğim çalışmaları.işçi işveren ve devlet önemli bir üçgen,bu üçgen birbirini tamamlamalı,birbirini düşünmeli.Empati her taraf için olmalı.

  Gönül isterdi ki Tebliğlerin uygulamaya yönelik altyapısının ve şeklinin idarece daha önce ve daha dikkatli belirlenmesi,her şeyin kurum lehine mantığı ile değil olması gerekene göre,gerçek ten ödenen ücretlere ve çalışma sürelerine göre beyanın sağlanmasıdır, kurum çalışanlarının ve kapsamdaki işverenlerin bu konuda aynı derinlikte bilgilendirilmesi herkes  için daha iyidir.                        

   Anayasa mahkemesinin iptal kararının 27.3.2007 tarihli resmi gazete yayınlanması

 ve uygulamanın da yayın tarihi itibariyle değerlendirileceği bir ifadeyi, 18.08.2007 tarihli resmi gazete yayınlanan Tebliğin 1.maddesinin sonun da aynı şekil yazsaydınız ne olur du? Neden ”27.3.2007 tarihinden sonra itibari hizmet kapsamında değerlendirilecektir” diyorsunuz? Sayın bürokratlar, eğer kul kusursuz olmaz diyorsanız, siz neden en ufak şeylerde dosya memurunun egosuna bırakıyorsunuz bizleri, neden her şeyi kurum lehine düşünün mantığı ve  idari para cezaları.

  Kuruma görüş bile soramıyorsunuz,Cezalara itiraz da artık çok önemli değil çünkü ret edilme alışkanlık haline getirilmiş, sonra cezaları  yargıya götürmekte ödemeyi durdurmuyor. Bir de o kadar ilginç ki eğer itiraz etmezsen asgari ücretin 1/8 i idari para cezası, itiraz edersen asgari ücretin 3 katı ,isterseniz rakamlarla yazıyım şu an asgari ücret 585,00 YTL  bunun 1/8 i  73,12 YTL peki 3 katı 1.755,00 YTL  gel  de itiraz et, Devlet vatandaşını tehdit etmez. SSK gibi bir kurumun, kanunla kazandığı yaptırım gücünü işverenlere karşı bu kadar acımasızca kullanması doğal mı, o zaman bir gün işveren kalmazsa ne olacak? Bu kayıt dışı demek değil mi? Kayıt dışına kim kimi zorluyor dersiniz?      

 Kuruma tepki verirken, Müşterilerinize karşı böyle davranmayın ifademe bir avukat arkadaş çok içerlemiş, yeni bir ifade tarzı getirdiğimi söylemiş e-postasında, evet biz parayı vereni müşteri gördük, Vergi İdaresi de böyle gördü daha karlı çıktı. SSK ve Bağ-Kur da bence böyle görmeli. SSK ve diğer sosyal güvenlik kuruluşları sigortalıların menfaatini düşünürken, Kaynakları daha rasyonel kullanmalı, tuttuğundan ne alırsan zihniyeti bir gün tutacak da